Hayatın tadı

Ne kadar güçlü ve öz güvenli olursak olalım; önemli kararlar öncesinde insan bazen kendisini cesaretlendirecek, sözleriyle olmasa bile gözleriyle, vücut diliyle bunu gösteren bir ‘başkasına’ ihtiyaç duyuyor.

En karmaşık duygu yumağından çıkabilmek için de, en rasyonel karar ortadayken bile, o kararı benimseyebilmek için de lazım oluyor bu.

Olumlanmayı seviyoruz. Verdiğimiz kararların kritiğini sevdiğimiz insanlarla yaparken, içten içe bu duyguyu arar hale geliyoruz.

İçinde yaşadığımız yalnızlıklar yüzyılında ‘anlamak ve anlaşılmak’ telefon klavyelerindeki emojilerle ifade edilecek bir düzeye indirgenmiş gibi sanki…

Hayatın koşuşturması bizi hem kendimize, hem de sevdiklerimize ‘gerçekten’ bakmaktan alıkoyuyor.

Giderek bireyselleşen hayat görüşleri ve bu bireyselleşmeyi takip eden tüketim alışkanlıkları, iyi yönetilmezse, zaman geçtikçe süreci bir sorunlar yumağına dönüştürüyor. Hem madden, hem manen..

Tüketimin ‘çözüm’ olmadığını, parasal dengelerimizi perişan ederek büyük bir motivasyonla alıp tükettiğimiz şeylerin getirdiği tatminin ‘bir hayli geçici’ olduğunu anladığımızda fark ediyoruz. Sarmal burada başlıyor; yanlışa devam ediyoruz. Kaybolan tatmini hızla bir başka tüketimle yerine koymaya çalışıyoruz.

Sabrın, liyakatin ve stratejinin hayata yansıması olan ‘tasarruf’ olgusu da, bu sarmaldan yıllardır zarar görüyor.

Çevremizde pek çok insan var…

Hele kalabalık bir sosyal ortamda yaşayan bir insansanız, hayatınızdan ‘daha sonra’ tekrar karşılaşmayacağınız bir çok insan geçip gidiyor, bu insanlar bize bazen sözleriyle, bazen gözleriyle, bazen de vücut dilleriyle sayısız mesajlar verip, sonra da yitip gidiyor.

Sizi bilemiyorum ama, bu mesajların ‘olumsuz’ olmasından ve enerjimi almasından çok yoruldum.

Eğer şanslıysanız gerçek hayatta bir nebze de olsa tahammül edebildiğiniz, kontrol edebildiğiniz kabalık ve nobranlık; bu kez sosyal medyada ‘dijital zorbalık ve kabalık’ olarak rahatça gelip sizi bulabiliyor.

İnsanlar kendilerinden yaşça büyük insanlara ‘ukala biçimde’ ismiyle hitap edebiliyor, karşısındaki insandan ‘öğrenebilecek ve kendini geliştirmek için ilham verebilecek‘ bir şeyler almak yerine, saygısızca konuşabiliyor, yazabiliyor. Bu her yerde böyle. Herkes öfkeli, herkes hoşgörüden uzak…

Bu, çok yorucu…

Bu yorgunluktan çok sıkıldığımı hissediyorum bazen. Günlük hayattaki kabalıktan, ruh halimize çöken nefret halinden, anlamsız itiş kakıştan.

Hayat birbirimize saygı gösterdiğimiz, farklılıklarımızla zenginleşebildiğimiz noktada güzelleşebiliyor; bu duygudan uzak kalmaktan çok yoruluyorum yıllardır.

Bundan kurtulmak lazım.

Kurtulabilmek…

Hayatı güzel kılan şeylere odaklanabilmek. Bir insanı gerçekten ‘sevebilmek’ mesela. Belki de bir insana ‘yardım edebilmek’ onu incitmeden, ona fark ettirmeden. Her yaştan insana saygı duyabilmek.

Bir şeyleri tüketmek yerine üretebilmek. Çok karmaşık olmak zorunda değil, limon çekirdeğini toprağa gömüp sulamak, filizlenmesini izlemek mesela çocuklarla.

Okuduğun kitabı bir başka insanla tartışabilmek, bir kahve içerken…

Topluluk önünde konuşabilmek, düşüncelerini ifade edebilmek, kendinle barışabilmek….

Tasarruf elbette hayat döngümüzün ısrarcı olunması gereken bir tarafı. Her süreçte her ilişkide olduğu gibi, tasarruf sürecinde de olumsuz, negatif insanlardan; düşüncelerden uzak durmak lazım.

Ama fildişi kulelerimizde yaşamıyoruz ki, olumsuz, enerjimizi alan tüm insanlarla da paylaşmak zorundayız bu hayatı.

Bize asıl değer verenlere yakın olmalı, ihtiyaç duyduğumuz ‘bir başkaları’ var ya hani, onlara daha çok odaklanılmalı…

Hayatı ıskalamamalı!

Bazen hayatta, hisse senedinden elde ettiğin beklenmedik bir kazançla, sevdiğin insanla bir akşam yemeği yiyebilmek de, hayal ettiğin şehri gezebilmek de, çocuğuna çok istediği bilgisayarı alabilmek de olmalı.

Yoksa hayatın ne tadı kalırdı…

Sağlıkla kalın.

tasarruf delileri tarafından yayımlandı

Finans sektöründe 23 yıllık bir yolculuk. Sermaye piyasaları, çeşitli bankalarda portföy yöneticiliği, Satış Müdürlüğü deneyimleri. SPK Türev, SPK Düzey3, BES ve SEGEM Lisansları. Son dönemde ekonomiye, iktisada yoğun ilgi. Evli, 2 çocuk babası, tasarruf delisi.

Hayatın tadı” için 2 yorum

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: